PKK TEHDİTLERİ

PKK TEHDİTLERİ

PKK, açık toplumdan ve özgürlüklerden faydalanarak, haraç, uyuşturucu, insan kaçakçılığı, kadın ticareti, sahtecilik ve diğer örgütlü suçları işleyerek bu suçlardan elde ettiği kaynağı farklı ülkelerdeki bağlantılarını kullanarak aklıyor, elde ettiği paraları medya sektöründeki yan kuruluşlarında ve Irak’taki örgüt mensuplarına silah alımında kullanıyor. Her fırsatta Kürtlerin haklarını savunduğunu iddia eden ve olaysız geçen Nevruz ve Abdullah Öcalan’ın doğum günü kutlamalarından ve demokratik açılım ortamından da memnun olmayan örgüt, gerek mensupları, gerek BDP’liler, gerekse çeşitli kuruluş yetkilileri aracılığıyla tehditlerini sürdürmeye devam ediyor.

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu’nun son açıklamaları PKK’nın bitmeyen tehdidini, memnuniyetsizliğini ve köşeye sıkışmışlığını bir kez daha gözler önüne seriyor.

“Son bir yıldır siyasal alanda yaşanan daralma ve operasyonların örgütün kendi kadroları içerisinde de basınç yarattığını, örgütün bir bölümünün “daha ne kadar bekleyeceğiz?” algısı içinde olduğunu” belirten Tanrıkulu, örgütte yaşanan kuşatılmışlık duygusunun bir çatışmaya sebep olabileceğini söylüyor.

Nevruz’da yaşanan tablonun ve 4 Nisan gösterilerindeki tutumun umutları arttırdığını ifade eden Sezgin Tanrıkulu, Öcalan üzerindeki negatif ve pozitif tabuların yıkılması gerektiğini de sözlerine ekliyor. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, “Operasyon yapılırsa canlı kalkan oluruz” şeklindeki açıklamasını da büyük çatışma kaygısına dikkat çekmek için söylenmiş bir söz olduğunu değerlendirerek, demokratik açılımı hızlandıracak bir sürece girilmesi gerektiğini kaydediyor.

Bir taraftan “Dünya değişti, sivil siyasetin önü açıldı, silah bırakmaya hazırız” diyen PKK, diğer taraftan da Türkiye’de siyasetin önü ne zaman açılmaya çalışılsa, demokrasi yolunda adımlar atılacak olsa mayınlı, bombalı eylemleri, saldırılarını arttırıyor. Aslında Türkiye’nin demokratikleşmesinden olumsuz etkilendiği için bu tür tehditlerde bulunuyor. Neşe Düzel’le röportaj yapan ve Avrupa’da yaşayan eski DEP milletvekili Zübeyir Aydar da, Sezgin Tanrıkulu gibi Türkiye’nin operasyonların başlaması sebebiyle ciddi bir çatışmalı ortama girdiğini dile getiriyor. Silahlı mücadelede ısrar etmediklerini üzerine basa basa tekrarlarken, PKK’nın KCK içinde sınırlı bir bölüm olduğunu, Avrupa’nın 2002’den beri PKK’yı terör listesine dahil ettiğini vurguluyor. Avrupa’nın ve Amerika’nın da terör eylemlerinden rahatsızlık duyduklarının farkında olduklarını söyleyen Aydar, operasyonlar nedeniyle zor durumda kaldıklarını belirtiyor.

PKK, bugün bir yanda silahlı mücadele sürdürdüğünü iddia ediyor, diğer taraftan Türkiye’den ayrılmak gibi bir niyetinin bulunmadığını beyan ediyor, diğer yandan “her şeyi illa silahla halledeceğiz” diye bir şey yok diyor, bir başka yandan PKK diye bir şeyin kalmadığını söylüyor, bir diğer yandan ise çatışmalı ortama girileceği tehdidinde bulunup duruyor. Bütün bunları yaparken geriye dönüp baktığında yıllarca çekilen acılardan hiç ders almadığı anlaşılıyor.

Helin Demir

helindem@mynet.com