COMFORTABLY NUMB
Hello?
Merhaba?
is there anybody in there?
Orada biri var mı?
just nod if you can hear me
Eğer beni duyuyorsan sadece başını salla
is there anyone home?
Evde biri var mı?
come on, now
Hadi ama yapma,şimdi
i hear you're feeling down.
Duyduğuma göre iyi değilmişsin.
well i can ease your pain
pekala, acını hafifletebilirim.
get you on your feet again.
Ayaklarını tekrar yere bastırabilirim.
relax.
Rahatla
i need some information first.
İlk önce bazı bilgiye ihtiyacım var.
just the basic facts:
Sadece temel gerçekler:
can you show me where it hurts?
Bana nerenin acıdığını gösterebilir misin?
there is no pain, you are receding.
hiç acı yok, uzaklaşıyorsun
a distant ship's smoke on the horizon.
ufukta kaybolan geminin dumanından
you are only coming through in waves.
Sen sadece dalgaları aşıp gelebilirsin.
your lips move but i can't hear what you're sayin'.
dudakların kıpırdasa da duyamıyorum ne dediğini.
when i was a child i had a fever.
Çocukluğumda ateşim çıktığında.
my hands felt just like two balloons.
Elim sanki iki balon gibi şişmişti.
now i got that feeling once again.
Şimdi aynı duyguyu yine yaşıyorum.
i can't explain, you would not understand.
Açıklayamam , anlayamazsın.
this is not how i am.
Bu ben değilim.
i have become comfortably numb.
Son zamanlarda rahatça uyuşmuş biri oldum.
ok.
Tamam.
just a little pinprick.
Sadece ufak bir iğne deliği
there'll be no more.
başka bir şey olmayacak
Screams
Çığlıklar
but you may feel a little sick
Fakat kendini biraz kötü hissedebilirsin.
can you stand up?
Ayağa kalkabilirmisin?
i do believe it's working. good.
Sanırım işe yaradı.güzel.
that'll keep you going for the show
Bu gösteriye devam etmeni sağlayacak.
come on it's time to go.
Hadi gitme zamanı geldi.
there is no pain, you are receding.
hiç acı yok, uzaklaşıyorsun
a distant ship's smoke on the horizon.
ufukta kaybolan geminin dumanından
you are only coming through in waves.
Sen sadece dalgaları aşıp gelebilirsin.
your lips move but i can't hear what you're sayin'.
dudakların kıpırdasa da duyamıyorum ne dediğini.
when i was a child i caught a fleeting glimpse,
çocukluğumda hızlı ani bir bakış yakalamıştım,
out of the corner of my eye.
Gözümün ucuyla
i turned to look but it was gone.
Ama tekrar baktığımda gitmişti.
i cannot put my finger on it now.
Şimdi parmaklarımı onun üzerine koyamıyorum.
the child is grown, the dream is gone
O çocuk büyüdü ve Rüya bitti.
i have become comfortably numb.
Rahatça uyuşmuş biri oldum.
[/size]
======================================
HEY YOU
hey you, out there in the cold
hey sen, dışarıda soğukta duran
getting lonely, getting old
yalnızlaşıyorsun, yaşlanıyorsun
can you feel me?
beni hissedebiliyor musun?
hey you, standing in the aisles
hey sen, koridorda ayakta duran
with itchy feet and fading smiles
kaşınan ayaklar ve kaybolan gülüşlerle
can you feel me?
beni hissedebiliyor musun?
hey you, dont help them to bury the light
hey sen, ışığı gömelerine izin verme
don't give in without a fight.
savaşmadan pes etme
hey you, out there on your own
hey sen, orada yalnız duran
sitting naked by the phone
telefonun yanında çıplak oturan
would you touch me?
bana dokunur muydun?
hey you, with your ear against the wall
hey sen, kulağı duvarda olan
waiting for someone to call out
birinin seslenmesini bekleyen
would you touch me?
bana dokunur muydun?
hey you, would you help me to carry the stone?
hey sen, bana taşı taşımamda yardım eder miydin?
open your heart, i'm coming home.
kalbini aç, eve geliyorum
but it was only fantasy.
ama bu sadece fanteziydi
the wall was too high,
duvar çok yüksekti
as you can see.
görebildiğini üzere
no matter how he tried,
ne kadar çabalarsa çabalasın
he could not break free.
özgür kalamadı
and the worms ate into his brain.
ve solucanlar beynini yedi
hey you, standing in the road
hey sen, yolda ayakta duran
always doing what you're told,
hep sana söyleneni yapıyorsun
can you help me?
bana yardım edebilir misin?
hey you, out there beyond the wall,
hey sen, orada duvarın ötesinde olan
breaking bottles in the hall,
holde şişeleri kıran
can you help me?
bana yardım edebilir misin?
hey you, don't tell me there's no hope at all
hey sen, bana hiç umut olmadığını söyleme
together we stand, divided we fall.
birlikte ayakta duruyoruz, ayrılırsak düşeriz [/size]