KÜRTLERE DAİR
2009 yılının başlamasıyla birlikte 1 Ocak’ta yayın hayatına adım atan TRT Şeş, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde yaşayan Kürt vatandaşlarımız arasında yeni açılımlara sebep oldu. Samimi bir yayıncılık politikası izleyen TRT Şeş, kısa zamanda Kürt vatandaşların gönlünü kazanmayı başardı. PKK’nın yayın organı ROJ TV’nin ise, artık eskisi kadar ilgi görmediği ortaya çıktı.
TRT Şeş’ten hemen sonra Sağlık Bakanlığı “Zatürre Aşısının” ulusal aşı takvimine alınmasıyla ilgili olarak başlattığı kampanya çerçevesinde TRT Şeş kanalında yayınlanmak üzere “Kürtçe Tanıtım Filmi” hazırladı.
Bilgi Üniversitesi’nin eğitim programına Kürt dili bölümünü alması ise, Kürtler için önemli bir gelişme olarak kaydedildi. Kürt ve Türkler arasındaki kültürel ilişkilerin güçleneceği umut edilirken, Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Aydın Uğur, medyaya yaptığı açıklamada, Kürt dilinin seçmeli ders olarak eğitim programına alındığını belirtti.
Bazı reklam şirketleri, Arçelik, Vodafone, Mitsubishi ve diğer kurumlara Kürtçe reklam dosyaları hazırlamak için kolları sıvadılar. Hatta kimi boya ve ilaç sektöründe çalışanlar, hazırladıkları Kürtçe tanıtım materyalleriyle bölge piyasasında yer almaya başladılar.
Birkaç aydır Abidin Parıltı’nın yazdıklarıyla Radikal Kitap ekinde Kürtçe yazılmış edebiyat örneklerini tanıtan “Kürdili” sayfası, Radikal gazetesinin sessiz sedasız gerçekleştirdiği kayda değer bir örnek olarak gündeme yansıdı. Her ne kadar şimdilik sınırlı olarak salt Türkiye’den Kürtçe olarak yazılmış ve basılmış örneklerle, aynı zamanda kimi yayınevleri ile sınırlı tutarak da olsa, bu ilginin daha da zenginleşeceği ve dünyanın diğer coğrafyalarındaki zengin Kürdi metinlerin de Radikal Kitabın “Kürdili” sayfasına konuk olacağı ve bunun alkışlanması gereken bir kıymet bilirlik örneği şeklinde değerlendirildiği vurgulandı.
Bütün gelişmeler dikkate alındığında, Kürtler için gerçekleştirilen açılımların, küçümsenemeyecek ölçüde değerli olduğu, kalpleri derinden etkilediği görülmektedir. Türkiye’de Kürtlere kötü davranıldığı, haklarının ellerinden alındığı, baskı altında yaşadıklarına dair söylemlerin, bölücü ve ayrılıkçı terör ve onu destekleyenlerce gündeme getirildiği anlaşılmaktadır. PKK tarafından şehit edilen askerlerin, Türkiye’nin çeşitli illerinde yapılan en duygusal anların yaşandığı cenaze törenlerinde bile Türk vatandaşları PKK terörüyle Kürt kimliğini birleştirmemektedir. PKK’nın uyguladığı teröre ve kışkırtmalara rağmen, Türk toplumunda Kürtlere yönelik nefret hisleri ve ayrımcılığın oluşmaması, PKK’nın istediği hedeflere ulaşamayacağını göstermektedir.
Türkler, Kürtlerle birlikte bu ülkede mutlu ve huzurlu yaşamaktan başka bir şey istememektedir. Tahriklere kapılmamak, teröre karşı uyanık ve kararlı adımlar atmak ve vatan aşkı ile kenetlenmek, 21. yy’da yapılacakları özetlemektedir.
Helin Demir
helindem@mynet.com